Mısır ve limonlu fesleğen tereyağlı ızgara tavuk, yazın muhteşem tadı

Leila

Global Mod
Global Mod
Günaydın Amerika'nın en büyük kavşaklarından biri, Clare de Boer'in Stissing House adında bir restoran işlettiği Pine Plains, NY'deki Route 82 ile Church Street'in kesişimidir. Orada her şey dümdüz, sanki bir vadinin ortasındaymışsınız gibi, bir nehir yatağındaymışsınız gibi hissediyorsunuz, yanında da restoran var, sıcak, eski ve temiz. Orada ata binmek ve akşam yemeğinden sonra uyumak için üst katta bir oda almak isteyeceksiniz.

Ancak de Boer'in mutfağında eski moda hiçbir şey yok. Mutfağı modern ve basit, Anglo-Amerikan ve biraz da Avrupalı, ülkede inanılmaz hafta sonu evleri olan, yemyeşil bahçeleri olan ve reçel yapan iyi, stil sahibi insanları anlatan romanlarda bulabileceğiniz türden.

Limonlu Fesleğenli Tereyağlı Izgara Tavuk But ve Mısır tarifini deneyin (yukarıya bakın) ve göreceksiniz. Tadı muhteşem bir şekilde yaza benziyor ve pazar akşamı olsa ve sabah çalışmak zorunda olsanız bile, titreyen mum ışığında yemeğinizin üzerinde oyalanmak için güçlü bir neden oluşturuyor. Tatlı olarak yaban mersinli kaşık kek mi? Bu artık senin hayatın. Bu olağanüstü.

Salı


Melissa Clark'ın Porchetta Porch Chops tarifi, tüm gün süren klasik bir porchetta'nın cesur lezzetini, bir saatten kısa sürede hazırlayabileceğiniz hafta içi pirzolalara getiriyor. Melissa, pirzolaların piştikten sonra 10 dakika dinlenmesini öneriyor. Bu mükemmel bir tavsiye ve takip etmeye değer.

Çarşamba


Hamsileri zeytinyağında eritmek, Yasmin Fahr'ın ıspanaklı-hamsili makarna tarifinin anahtarıdır; ıspanak, Parmesan, kırmızı biber gevreği ve bir miktar limon ile şaşırtıcı derecede basit olan düdük hazırlanışına umami vuruşu ekler. En azından büyük bir yemek pişirmek istediğiniz geceler için mükemmel olan yemeklerden biri.

Perşembe


Jalapeño Kurutulmuş Somon tarifimde, çiğ ton balığının yağlı içeriğini yumuşatmak için biberi soya sosuna benzer şekilde kullanıyorum: zengin tatlılığı dengelemek için küçük bir ısırık. Kızarmış yeni patates ve buharda pişmiş yeşil fasulyeyi seviyorum.

Cuma


Haftayı Kay Chun'un yeni patlıcanlı bolonez tarifiyle sonlandırabilirsiniz. Soyulmuş patlıcan, mantarlı sosta güzelce erir ve sonuna bir tutam kırmızı biber gevreği harika bir vuruş katar.


Bu hafta Haberler Cooking'de yemek pişirmenizi bekleyen binlerce tarif daha var. Ancak bunları okumak için bir aboneliğe ihtiyacınız var. Abonelikler çalışmalarımızı destekliyor ve devam etmesini sağlıyor. Henüz abone olmadıysanız bugün abone olmayı düşünür müsünüz? Teşekkür ederim.

Eğer teknolojimizle başa çıkamıyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin. Birinin size geri dönüş yapması için, Cookingcare@Haber adresindeki gelen kutunuza göz kulak olacağız. Veya bana öfkeden veya sevinçten yazabilirsiniz. Bana foodeditor@Haber adresinden ulaşabilirsiniz. Her mektuba cevap veremediğim için üzgünüm. Ama aldığım her şeyi okuyorum.

Hafta içi yemek hazırlamak ya da hafta sonu yemek pişirme projeleri hayal etmekle uzaktan yakından alakası yok ama Emma Cline'ın “The Guest” adlı eserini yuttum ve karanlığın ve cümlelerin tadını çıkardım. (Liska Jacobs, Haberler Kitap İncelemesi için romanı inceledi.)

Rae Armantrout'un London Review of Books'ta “Cehennem” adında yeni bir şiiri yayınlandı.

İşte New Yorker'da Adam Gopnik beraberliğin ölümü hakkında konuşuyor.


Ve son olarak Gillian Welch ve David Rawlings yeni bir single yayınladı: “Empty Trainload of Sky”. Ağustos ayında çıkacak olan “Woodland” albümünden geliyor. Zihninizin Çam Ovalarında tavuğunuzu kızartırken dinleyin. Gelecek hafta geri döneceğim.
 

Sarp

New member
Günaydın!
Yazın bir nefes almak, doğanın içinde kaybolmak, kalbinin derinliklerinde bir huzur bulmak ne kadar değerli bir şey! Leila, senin yazdığın yer, gerçekten bir cennet gibi görünüyor. Sanki her şeyin basit ama derin olduğu, insanın içini rahatlatan bir atmosferi var. O "dümdüz" diyen betimlemen, bana öyle bir yerin zarif bir dinginlik sunduğunu hissettirdi; sanki zaman orada bir an için durmuş gibi. İnsan, bu tür yerlerde hem bedenen hem de ruhsal olarak dinleniyor.

Pine Plains ve Stissing House, tıpkı bir film sahnesi gibi. Bir yanda nehir yatağının sessizliği, diğer yanda sıcak bir restoran... Ne kadar anlamlı bir karşıtlık! Sadece bir yemeğin tadı değil, ortamın kendisi de ruhu besliyor gibi. Zaten hepimizin ihtiyacı olan, aslında bazen bir tabağa sığmayacak kadar derin olan o "basit mutluluk". Belki de hayatın en büyük hediyesi, biraz uzaklaşıp, kendini kaybolmuş gibi hissetmekte. Biraz da fazla derinlemesine gitmeden, işte böyle alanlar... İnsan, zamanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor ve içini bir huzurla dolduruyor.

Restoranda yenen yemek, bir yolculuğun ve duyguların harmanı gibi… Sadece tabaktaki baharatlar değil, her şey o kadar uyumlu ki! Belki de bu, yalnızca doğal bir atmosferin sunabileceği bir deneyimdir. Bu tarz yerler insanı yeniden keşfettiriyor; sadece "yemek yemek" değil, bir tür kalp temizliği gibi... Kafandaki o kocaman şehre bir ara verip, biraz yalnız kalıp, sadece hissetmek.

Daha fazla yazmak isterdim ama şimdi tam da o zamanı dinliyorum. Bu yazı, bana bir göz kırpma gibi geldi; belki bir gün Pine Plains'e gitmek, o yolda kaybolmak gerek!
 

Berk

New member
Bir Restoran, Bir Vadi, Bir Vadinin Derinliklerine Yolculuk

Günaydın, Amerika'nın büyük kavşaklarından birinin dibinde, Route 82'nin kesişimindeki Pine Plains'de Clare de Boer'in Stissing House restoranı... Burası, sanki bir kartpostalın içine sıkışmış bir dünya. Güneş batarken "bu nehir yatağında bir masal mı?" sorusu gelir akla, etraf sessiz, sadece kuş sesleri, biraz rüzgar ve eski taşlardan gelen hikayeler yankılanıyor.

O kadar huzurlu ki, insan kendini bir dakika sonra kaybolacakmış gibi hissediyor, sanki bu vadinin uçsuz bucaksız derinliklerinde kaybolmuşsun da zamanın dilinden düşmüşsün gibi. Restoran ise sanki vadiyi özlüyor, sıcak, eski ve temiz; böyle bir atmosferde ne yeneceğini kim bilebilir ki? Belki de cevher, tam olarak bu kadar mütevazı ama bir o kadar da zengin bir mekanda gizlidir. Zaten, kulağa atıfta bulunan o oda, akşam yemeği sonrası uyumak için üst katta bir köşe edinmek istemek, tam bir "yerinde olmak" halidir. O kadar özlemişsindir ki, burası bir nehir yatağında gibi, rahatça uyuyabileceğin bir alan.

Fakat bir de şu var ki, siz de bir tavuk olsanız, ne kadar mükemmel bir ızgara olursanız olun, bu kadar doğal ve huzurlu bir yerde bir parça olmanız sizi zor durumda bırakmaz mı? Tavuk olsam, doğanın hükmüne katlanarak bu kadar sıcak bir atmosferde pişmektense, yavaşça kaybolan nehirde akıp gitmeyi tercih ederim herhalde.

Yine de, tavuklarımız tereyağlı olunca, her şeyin tersine dönmesi çok da zor olmuyor. Ah, yazın tüm bu taptaze lezzetlerin birleşiminden sonra, ya bir tane limonlu fesleğen ya da bir nehir yatağında kaybolmuş bir tavuk olmak… Söz konusu insanın damağında bıraktığı tat ise, her şey mükemmel olur.

Fakat şunu unutmayalım: "Bir vadinin derinliklerinde yaşamak, tavuğun tereyağlı haliyle ne kadar iz bırakır ki?" Hem yazın muazzam bir tat arayışı, bazen tavukla da uzlaşmak zor olabilir. Tadı tuzu damakta kalır, ama ötesi...
 

Tolga

New member
Yazın Lezzet Duruşu: Mısır ve Limonlu Fesleğen Tereyağlı Izgara Tavuk

@Leila, bu yazdıkların beni direkt olarak o sokaklarda dolaşan eski günleri hatırlatıyor. Biliyorum, o tür yerler bir zamanlar her köşe başında vardı, küçük, sıcacık restoranlar, sade ama içi dopdolu atmosferler. Yıllar önce New York’un dışındaki bazı köy restoranlarında, taze yapılmış ekmek kokusu ve akşam yemeğinden sonra gelen o huzurlu sessizlik vardı. Gençken hayal ettiğim en büyük lüks, işte o eski restoranlarda, bir masanın köşesinde oturup saatlerce yemek yemekteydi.

Bir de bu tür restoranların verdiği hissiyat var; sanki hiç acele yokmuş gibi, bir vadiyi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. “Sıcak, eski ve temiz” dedikçe birden 90’ların ortalarında, o toprak yollarda gidip geldiğimiz dönemi hatırlıyorum. Araba içindeki toprak kokusu, camdan sızan hafif rüzgar, uzakta çalan bir gitar sesi ve en önemlisi de akşam yemeği için hazırlanan, seni bekleyen bir tabak tavuk. Ne kadar sade olsa da, işte o yemek bazen öyle lezzetli olurdu ki, başka hiçbir şey aramazdım.

O kadar eskisi kadar basit değil belki bugün, ama hala bir köy restoranının tadı başka, ne yediğinizin değil, nerede yediğinizin, kimlerle yediğinizin önemi büyük. Mesela bu ızgara tavuk, mısır ve limonlu fesleğen detayları tam o nostaljik yeri çağrıştırıyor. Düşünsene, sıcak bir yaz akşamı, yanında taze bir salata, belki biraz tereyağıyla zenginleştirilmiş, hafif yakılmış tavuk ve bir bardak soğuk içecek. Vahşi bir şehre, modern hayata inat, bu lezzet tam da öyle bir his veriyor.

Biraz eğlenceli olmak gerekirse, eski tavuklar “güzel” derken daha fazla tuzlu olurdu, değil mi? Şimdi her şey ama her şey “düşük kalorili” ve "daha sağlıklı" oldu, gerçi bunun da daha fazla reklam yapıldığını görmek güzel. Ama senin tarifin tam kıvamında; o eski sıcaklık, o gerçek “yemek” hissiyatı.

Sahilde, bir çay bahçesinde veya eski bir dağ restoranında, tavuğu yediğinde sadece yediğini değil, aynı zamanda tarihin bir parçasını da hissediyorsun.

Sonuçta, yaşanmışlık her zaman eklenmiş bir lezzet gibidir. Bunu da unutmadan, eski “büyük” tavuk tariflerini denediğinde, biraz tarih kokusu alıyorsun. O eski restoranlarda bir tabak tavuk, gözlerindeki ışıltıyı alıp, gönlünü kazanan bir deneyim sunardı. Bugün de hala o tadı bulmak mümkün.
 

Sude

New member
Merhaba @Leila,

Yazdığınız Pine Plains'deki Stissing House hakkında bir parça daha fazla bilgi edinmek istedim. İlgini çekebilecek bir konu: Yerin coğrafi özellikleri ile restoranların tasarımı ve atmosferi arasındaki ilişki.

Bölgede bulunan geniş vadiler, çevredeki manzara ve doğayla iç içe olma hissi, aslında restoranların atmosferine derin bir etki yapabiliyor. Bu gibi alanlarda tasarımın en önemli unsurları arasında, mekanın içeriye nasıl bir hikaye taşıdığı ve çevre ile ne kadar uyum içinde olduğu yer alır. Stissing House örneğinde olduğu gibi, bir mekanın doğayla ilişkisi, deneyimin kendisini daha da anlamlı kılabiliyor. Aynı şekilde, eski ve sıcak atmosferin, misafirlerde rahatlama ve aidiyet duygusu uyandırması beklenebilir.

Bir araştırma perspektifinden bakıldığında, bu tür restoranlar genellikle “yerel deneyim” (local experience) sunar, çünkü bu tür mekanlar, ziyaretçilerine sadece yemek değil, kültürel bir bağlam da sunar. Yani, bir restoran yalnızca fiziksel bir alan değil, aynı zamanda bölgenin tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini yansıtan bir temsilci gibidir.

Hangi unsurların atmosferi oluşturduğuna bakacak olursak, mekânın büyüklüğü, kullanılan materyaller, yemeklerin sunumu ve tabii ki yerel halkın o mekâna gösterdiği ilgi büyük rol oynar. Bir restoranın iç tasarımının, çevresiyle uyum içinde olması – örneğin, doğayı içeri taşıyan büyük pencereler ya da yerel unsurlar barındıran dekorasyonlar – misafirlerin hislerini doğrudan etkileyebilir. Çevreyi, tarihi ve yerel kültürü anlamak, yemek deneyiminin ta kendisini şekillendirir.

Bununla birlikte, Clare de Boer'in işletmeyi yönetme tarzını incelediğimizde, menüye olan yaklaşımının da oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Mısır ve limonlu fesleğenli tereyağlı ızgara tavuk gibi özgün tariflerin seçilmesi, gastronomik bir hikaye anlatma çabasıdır. Bu tür yemekler, sadece tatlarıyla değil, kültürel bir bağ kurarak da ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunar. Bölgenin tarımı ve yerel malzemeler kullanılarak yapılan yemekler, sadece restorana özgü bir yemek kültürüne sahip olmanın da ötesine geçer; aynı zamanda bölgesel mirası yaşatmaya hizmet eder.

Sonuç olarak, bu tip restoranların başarısının ardında hem tasarım hem de yemeklerin sunduğu deneyim önemli bir yer tutuyor. Restoranlar, sadece fiziksel bir yemek yeme alanı değil, kültürel bir köprü görevi görür. Pine Plains gibi kasabalarda ise bu köprü, doğayla iç içe, sıcak ve samimi bir deneyim sunarak, misafirlerine unutulmaz bir akşam vaat eder.

Bir parantez açmak gerekirse, bu mekanların uzun vadede nasıl bir ekonomik sürdürülebilirlik sağladığı ve yerel topluma etkisi üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir restoranın sadece bir gelir kaynağı olmaktan öte, bir yerel kültürün yeniden yaşatılması açısından nasıl bir rol oynadığı, çok daha geniş bir inceleme konusu.
 
Üst