Allah Rızası Için Verilen Borç Nedir ?

Zeynep

New member
Allah Rızası İçin Verilen Borç: Bir Az İyilik, Biraz Strateji, Biraz da Kalp Felsefesi

Merhaba değerli forum sakinleri! Bugün borç, ama öyle sıradan borçlardan değil, "Allah rızası için" verilen borçlardan konuşacağız. Evet, doğru duydunuz, borç dediğinizde aklınıza hemen faizli krediler, ödeme hatırlatıcıları ve son ödeme tarihleri gelmesin! Bu borç biraz farklı, biraz manevi, biraz da stratejik. Yani hem kalp, hem de akıl işi. Hem de geri dönüşü olmayan, faizsiz, hatta faizi de Allah tarafından ödenen bir borç!

Peki, bu "Allah rızası için" borç meselesi nedir? Hadi biraz keşfe çıkalım.

Borç Vermek, Ama Allah İçin Verileni Ayırt Etmek

Herkesin bildiği klasik bir hikaye vardır; birisi borç ister, borç veren kişi de ne kadar cömert olduğunu düşünerek "tamam" der. Sonra bir bakar ki, borcu vermekle kalmamış, ruhunda bir yük de eklenmiştir. Ama işte Allah rızası için verilen borç, o yükü hafifletmekle kalmaz, bir anlamda size, vereceğiniz her kuruşun yerine başka bir ödül koyar.

Diyelim ki, iş yerinde çok zor durumda kalan bir arkadaşınız var. Evet, borç veriyorsunuz ama bu, sadece maddi bir yardım değil. Aynı zamanda manevi bir destek ve yakınlık demek. “Allah rızası için verdiğiniz borç” burada devreye giriyor. Çünkü verdiklerinizin karşılığını başkalarından değil, Allah’tan bekliyorsunuz. Ve burada belki de çoğumuzun yanlış bildiği şey şu: Borç verirken "Allah rızası" mantığını düşündüğünüzde, ne kadar vereceğiniz değil, ne kadar içten olduğunuz önemlidir.

Erkekler ve Borç: Stratejik Bir Hamle Mi, Yoksa Gerçekten Yardım Mı?

Bazen erkekler borç verirken strateji peşinde olurlar, değil mi? İşte tam bu noktada, bazı erkekler borç vermeyi “geri dönüşünü en iyi şekilde alacağım bir yatırım” gibi görebilir. Hani o “verdim ama unuttum” ruh hali yoktur. İşin içinde bir miktar da "strateji" bulunur. Ama sonuçta, insanı neşelendiren ya da sıkıntısını azaltan bir davranış olduğu sürece, neyin “Allah rızası” olduğuna dair bakış açısı farklılık gösterebilir.

Mesela Ahmet Bey, iş yerindeki en yakın arkadaşına 500 TL borç veriyor. Ama borcu verdiği kişi, aslında Ahmet Bey'in yeni almayı düşündüğü iş aracının satış temsilcisidir. Ahmet Bey, ne zaman “Allah rızası için” demiştir? Kim bilir… Ama bir yandan da borç verdiği kişi çok zor durumdadır, ve bu durumda gerçekten yardımı gerekmektedir. Belki de Ahmet Bey, bu yardımın işine bir an önce yaramasını umuyordur! Ne demişler, "Herkesin içinde bir stratejist yatar." 😉

Kadınlar ve Borç: Empatiyi Koy, Kalbini Araya Sıkıştır

Kadınlar içinse durum biraz daha empatik bir boyuta taşınabilir. “Allah rızası için” verilen borç, tamamen kalp odaklıdır, ve kadınlar birine yardım ettiklerinde bu yardımlarında o kadar çok duygusal bağlantı kurarlar ki, bazen borcun geri dönüp dönmeyeceğini düşünmezler bile. Yardımcı olmak, zor durumdaki birini iyileştirmek ve insana umut vermek gibi bir temel içgüdü, borç verme eyleminin merkezine oturur.

Örneğin, Ayşe Hanım, komşusunun evine her hafta yemek götürüyor çünkü komşusu hasta. Burada yapılan borç aslında maddi değil, manevi bir borçtur. Ayşe Hanım, bu yardımları yaparken, Allah rızasını düşünür ve borcun zamanında geri dönmesini beklemez. Bazen, borç bir şekilde Allah tarafından geri ödenir, ama bazen de, Ayşe Hanım’ın gönlüyle verdiği o küçük ama büyük yardım, başkalarının kalbine dokunur. Kadınlar işte böyle bir dünyadadır: Yardım ettikleri kişinin kalbini kazandıkları an, Allah’tan gelen ödülün büyüklüğünü hissettirirler.

Borç Vermek ve Geri Almak: O Hafif Yük Meselesi

Birçok kişi, "Allah rızası için borç vermek" konusunda yanılgıya düşebilir. Borç, sadece maddi bir alışveriş değil, duygusal bir deneyimdir. Geri dönüşüm nasıl olacak? Borcu geri almak mı? Yoksa sadece Allah’tan gelen rahmetin büyüklüğüne odaklanmak mı? İkisi de olabilir. Önemli olan, verdiğiniz borcun karşılığında Allah’ın rahmetini beklemek, başka hiçbir beklentiye girmemektir.

Sonuçta: Borç, Sevgi ve İyilikle Anlam Bulur

Bir bakıma, Allah rızası için verilen borçlar, yaşamın içinde yavaşça büyüyen ve çoğalan iyilik tohumları gibidir. Bu borç, ne sadece bir kredi, ne de yalnızca maddi bir yük. Bu borç, bir insanın kalbine attığı nefestir, karanlık bir günü aydınlatan ışık, ve hiçbir zaman faizini istemeyen bir hediyedir.

Ve belki de borçları gerçekten Allah rızası için veren birinin en güzel yanı şudur: O, borcu değil, insanı ve kalbinin iyiliğini ön planda tutar. İşte, bu yüzden borçla ilgili dertleri bırakıp sadece vermenin ve iyiliğin tadını çıkarmak, aslında gerçek kazançtır.

Şimdi, sizin borç verirken “Allah rızası” demek için en unutulmaz anınız ne oldu? Hadi, paylaşın, belki bir dahaki sefere stratejik mi empatik mi bir borç vereceğimizi tartışırız!
 
Üst