Dünya Kanser Günü ötürüsıyla bir otelde, hibrit olarak memleketler arası iştirakli düzenlenen “2. Ankara Hematoloji ve Onkoloji Günleri” başladı. Bu çerçevede Ankara Hematoloji ve Onkoloji Derneğinin mesken sahipliğinde 6 Şubat’a kadar sürecek toplantıların ana gündem hususunu CAR-T hücre tedavisi ve kanserde agnostik tedavi yaklaşımları oluşturacak.
“şahsileştirilmiş tedavilere cevap oranı yüzde 80’lere çıkıyor”
Prof. Dr. Altuntaş, bugün onkoloji tedavilerinin yüzde 46’sının maksatlı tedavi olduğunu, geliştirme etabındaki kanser ilaçlarının yüzde 73’ünü ise özelleştirilmiş tedavilerin oluşturduğunu belirterek, şöyleki konuştu:
“Hedefli tedaviler, sağ kalım oranlarını değerli seviyede artırmaktadır. Birden fazla kanser cinsinde kemoterapi cevapları yüzde 30-50 iken, bireye has amaçlı tedaviler ile tedaviye bağlı cevap oranları yüzde 80’lere kadar çıkmaktadır. kişiselleştirilmiş tıbbın gayesi, hastaların genetik yapısını ve hastalara özgü öbür özellikleri dikkate alarak tedavileri bireylere uygun hale getirmektir.
özelleştirilmiş tıp, tümörlerde kansere yol açan genetik değişimlere odaklanmaktadır. Değişen genler, hedeflenebilir genomik değişiklikleri tespit eden bir test tipi olan genomik testlerle tespit edilebilmektedir.
Hastaların kansere yol açan onkogenik etkenleri seçici bir biçimde inhibe eden potansiyel tedavilerden fayda sağlayabilmesi için yüksek kaliteli gen testlerinin rutin klinik uygulamanın bir kesimi olması kıymetlidir.”
Türkiye’de birinci olan CAR-T hücre tedavisinin klinik çalışmaları sürüyor
Prof. Dr. Altuntaş, özelleştirilmiş CAR-T hücre tedavisinin, Türkiye’de birinci kere klinik araştırma kapsamında Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hematolojik kanserli hastalara uygulanmaya başladığını anımsattı.
“Ülkemizde bir birinci vakit içinderda Multiple Myeloma hastalarında faz çalışmaları kapsamında, CAR-T hücre tedavisini uygulamaya başladık. Hastalar, kanser hücrelerini daha kuvvetli bir biçimde yok eden ve yüz binlerce dolara mal olan bu tedaviden, yürütülen klinik araştırma kapsamında fiyatsız yararlanabiliyor.
CAR-T hücreleri genetik olarak tasarlanmış yapay T-hücre reseptörlerini taşır. bu türlü bağışıklık hücreleri kanser hücrelerine karşı yönlendirilmekte ve kanser hücrelerinin bağışıklık hücreleri tarafınca yok edilmesini sağlamaktadır.
Teorik olarak, bu üretilmiş hücreler, rastgele bir antijene karşı yönlendirilebilir ve maksat kanser hücrelerini daha kuvvetli biçimde öldürebilir. Bu süreç aslında kişiselleştirilmiş bir tedavi yoludur.”
“şahsileştirilmiş tedavilere cevap oranı yüzde 80’lere çıkıyor”
Prof. Dr. Altuntaş, bugün onkoloji tedavilerinin yüzde 46’sının maksatlı tedavi olduğunu, geliştirme etabındaki kanser ilaçlarının yüzde 73’ünü ise özelleştirilmiş tedavilerin oluşturduğunu belirterek, şöyleki konuştu:
“Hedefli tedaviler, sağ kalım oranlarını değerli seviyede artırmaktadır. Birden fazla kanser cinsinde kemoterapi cevapları yüzde 30-50 iken, bireye has amaçlı tedaviler ile tedaviye bağlı cevap oranları yüzde 80’lere kadar çıkmaktadır. kişiselleştirilmiş tıbbın gayesi, hastaların genetik yapısını ve hastalara özgü öbür özellikleri dikkate alarak tedavileri bireylere uygun hale getirmektir.
özelleştirilmiş tıp, tümörlerde kansere yol açan genetik değişimlere odaklanmaktadır. Değişen genler, hedeflenebilir genomik değişiklikleri tespit eden bir test tipi olan genomik testlerle tespit edilebilmektedir.
Hastaların kansere yol açan onkogenik etkenleri seçici bir biçimde inhibe eden potansiyel tedavilerden fayda sağlayabilmesi için yüksek kaliteli gen testlerinin rutin klinik uygulamanın bir kesimi olması kıymetlidir.”
Türkiye’de birinci olan CAR-T hücre tedavisinin klinik çalışmaları sürüyor
Prof. Dr. Altuntaş, özelleştirilmiş CAR-T hücre tedavisinin, Türkiye’de birinci kere klinik araştırma kapsamında Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hematolojik kanserli hastalara uygulanmaya başladığını anımsattı.
“Ülkemizde bir birinci vakit içinderda Multiple Myeloma hastalarında faz çalışmaları kapsamında, CAR-T hücre tedavisini uygulamaya başladık. Hastalar, kanser hücrelerini daha kuvvetli bir biçimde yok eden ve yüz binlerce dolara mal olan bu tedaviden, yürütülen klinik araştırma kapsamında fiyatsız yararlanabiliyor.
CAR-T hücreleri genetik olarak tasarlanmış yapay T-hücre reseptörlerini taşır. bu türlü bağışıklık hücreleri kanser hücrelerine karşı yönlendirilmekte ve kanser hücrelerinin bağışıklık hücreleri tarafınca yok edilmesini sağlamaktadır.
Teorik olarak, bu üretilmiş hücreler, rastgele bir antijene karşı yönlendirilebilir ve maksat kanser hücrelerini daha kuvvetli biçimde öldürebilir. Bu süreç aslında kişiselleştirilmiş bir tedavi yoludur.”