Topkapı Sarayı Müzesi’nin dördüncü avlusunda, Sarayburnu ve Ahırkapı içinde yer alan Mecidiye Köşkü onarımı tamamlandı. Sultan Abdülmecid vaktinde inşa edilen köşkün tefrişatını birinci sefer Yeni Şafak görüntüledi. 1858 yılında Avrupaî mimarî özellikleriyle yapılan köşkün temelinde hizmet veren Konyalı Restoran da sarayın bahçesinde diğer bir kısma taşınarak, bu tarihi bina bütünüyle restore edildi. Temeldeki tarihi yerler ise çeşitli stantların yapılacağı galeri olarak hizmet verecek. Sarayın son köşkü olarak da bilinen Mecidiye Kasr-ı Hümâyunu’nun onarımı iki yılda tamamlandı. 2023’ün birinci aylarında ziyarete açılacak olan köşkü, Topkapı Sarayı’nı ziyaret edenler, tıpkı biletle gezebilecek.
TANZİMAT YAPILARININ SEMBOLÜ
İstanbul’un fethinin akabinde Fatih Sultan Mehmed tarafınca 1460-1478 yılları içinde yaptırılan Topkapı Sarayı, takip eden padişahların ekleriyle birlikte günümüzdeki halini almıştı. Son yapılan Mecidiye Kasrı’nın Ulusal Saraylar’ın kıssasıyla epeyce ilgili olduğunu söyleyen Ulusal Saraylar Lideri Yasin Yıldız, Mecidiye Köşkü’nün değerini şu tabirlerle anlattı: “2. Mahmut periyoduyla birlikte Osmanlı sultanları saraylarda farklı bir arayışa gittiler. Klasik devir sarayları Edirne, Topkapı Sarayı yahut öteki ahşap saraylar fonksiyonunu yitirmeye başlamıştı. 19. yüzyılın başından daha sonra Avrupa’yla ilgilerin artması, özellikle da bu bağlantıların artık 16. yüzyıldaki üzere Osmanlı tarafının daha baskın olduğu devrin geride kalmasıyla, bir arayış biçimine dönüştü. Bu anlayıştaki değişim mimarimize de yansıyor. Bunların örneklerini Tanzimat sarayları dediğimiz Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız üzere saraylarda nazaranbiliyoruz. ötürüsıyla klasik periyottan Tanzimat’a geçişin Topkapı Sarayı’ndaki temsilcisi Mecidiye Köşkü’dür. Bu niçinle bizim için kıymetli.”
SELAMLIK İLE HAREM DE VAR
Padişahlar, Mecidiye Köşkü’nü, Hırka-ı Saadet ziyareti, cülûs üzere dinî ve resmî merasimler için Saray’a geldiklerinde dinlenme yeri olarak kullanmışlar. Diplomatik alakalar çerçevesinde Saray’a gelen yabancı konukların ağırlandığı köşk, bu fonksiyonundan dolayı Fransa’dan getirtilen mobilyalarla dekore edilmiş. Enfes bir Boğaz görüntüsünün olduğu avluda, 570 metrekare olan köşkün bahçe cephesinde biri cümle kapısı olmak üzere üç kapısı var. Selamlık ve Harem kısmından oluşan köşkte, 2 salon, 6 oda ile tuvalet ve servis kısımları bulunuyor.
RESTORANIN YERİNDE SANAT GALERİSİ
Cumhuriyet devrinde Atatürk’ün de birkaç kere kullandığı köşk, ondan sonrasında hiç kullanılmıyor ve ziyarete de açılmıyor. Bütün kısımların onarımı tamamlanıp, 1800’lü yılların sonuna gerçek çekilen fotoğraflara uygun biçimde tefrişi yapılan köşk, ziyaret için hazır. Alt katında bulunan Konyalı restoranın yeri değiştirilip bu tarihi sarayın temelleri de kurtarılmış oldu. Restorasydaha sonrasında ortaya çıkan bu tarihi yerler, artık sanat galerisi olarak hizmet verecek. Ziyaretçiler Mecidiye Köşkü’nü gezerken, bahçeyle birlikte galerideki stantları de bakılırsabilecek.
TANZİMAT YAPILARININ SEMBOLÜ
İstanbul’un fethinin akabinde Fatih Sultan Mehmed tarafınca 1460-1478 yılları içinde yaptırılan Topkapı Sarayı, takip eden padişahların ekleriyle birlikte günümüzdeki halini almıştı. Son yapılan Mecidiye Kasrı’nın Ulusal Saraylar’ın kıssasıyla epeyce ilgili olduğunu söyleyen Ulusal Saraylar Lideri Yasin Yıldız, Mecidiye Köşkü’nün değerini şu tabirlerle anlattı: “2. Mahmut periyoduyla birlikte Osmanlı sultanları saraylarda farklı bir arayışa gittiler. Klasik devir sarayları Edirne, Topkapı Sarayı yahut öteki ahşap saraylar fonksiyonunu yitirmeye başlamıştı. 19. yüzyılın başından daha sonra Avrupa’yla ilgilerin artması, özellikle da bu bağlantıların artık 16. yüzyıldaki üzere Osmanlı tarafının daha baskın olduğu devrin geride kalmasıyla, bir arayış biçimine dönüştü. Bu anlayıştaki değişim mimarimize de yansıyor. Bunların örneklerini Tanzimat sarayları dediğimiz Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız üzere saraylarda nazaranbiliyoruz. ötürüsıyla klasik periyottan Tanzimat’a geçişin Topkapı Sarayı’ndaki temsilcisi Mecidiye Köşkü’dür. Bu niçinle bizim için kıymetli.”
SELAMLIK İLE HAREM DE VAR
Padişahlar, Mecidiye Köşkü’nü, Hırka-ı Saadet ziyareti, cülûs üzere dinî ve resmî merasimler için Saray’a geldiklerinde dinlenme yeri olarak kullanmışlar. Diplomatik alakalar çerçevesinde Saray’a gelen yabancı konukların ağırlandığı köşk, bu fonksiyonundan dolayı Fransa’dan getirtilen mobilyalarla dekore edilmiş. Enfes bir Boğaz görüntüsünün olduğu avluda, 570 metrekare olan köşkün bahçe cephesinde biri cümle kapısı olmak üzere üç kapısı var. Selamlık ve Harem kısmından oluşan köşkte, 2 salon, 6 oda ile tuvalet ve servis kısımları bulunuyor.
RESTORANIN YERİNDE SANAT GALERİSİ
Cumhuriyet devrinde Atatürk’ün de birkaç kere kullandığı köşk, ondan sonrasında hiç kullanılmıyor ve ziyarete de açılmıyor. Bütün kısımların onarımı tamamlanıp, 1800’lü yılların sonuna gerçek çekilen fotoğraflara uygun biçimde tefrişi yapılan köşk, ziyaret için hazır. Alt katında bulunan Konyalı restoranın yeri değiştirilip bu tarihi sarayın temelleri de kurtarılmış oldu. Restorasydaha sonrasında ortaya çıkan bu tarihi yerler, artık sanat galerisi olarak hizmet verecek. Ziyaretçiler Mecidiye Köşkü’nü gezerken, bahçeyle birlikte galerideki stantları de bakılırsabilecek.