Kuru Fasulye Haşlarken Sıcak Su Mu Soğuk Su Mu ?

Sarp

New member
Kuru Fasulye Haşlarken Sıcak Su Mu, Soğuk Su Mu? Bir Aile Hikayesi…

Merhaba forumdaşlar,

Böyle bir konuda düşüncelerimi paylaşmak istedim. Konunun aslında çok basit görünmesine rağmen, benim için çok derin ve anlamlı bir yeri var. Kuru fasulye haşlamak, bizim evde bir gelenek gibidir. Ama bir farkla: Bizim evde, bu basit yemek işini bile kimse tek başına yapmaz. Her zaman bir tartışma, bir çözüm arayışı, bir “doğru” vardır… İşte o doğruyu bulmaya çalışırken yaşadığımız komik ama bir o kadar da duygusal bir anı paylaşmak istiyorum. Belki siz de kendinizden bir şeyler bulursunuz, kim bilir?

Yemekle Bağlantılı İki Dünya: Erkek ve Kadın Gözüyle…

Yıl 2010, kışın soğuk bir akşamında, annem mutfakta kuru fasulye pişiriyordu. Mutfağın o sıcak havası, dışarıdaki soğuktan gelen kışı bile unutturuyordu. Yalnızca bir farklılık vardı; babam her zaman olduğu gibi bir köşede oturmuş, annemle yemek konusunda müthiş bir tartışmaya girmişti.

Annem, fasulyeleri soğuk suyla ıslatıp, sabah haşlamaya karar vermişti. Babam ise bir diğer geleneksel "çözümü" savunuyor: Sıcak suyla fasulye haşlamak! "Fasulye daha çabuk pişer, suyun sıcak olması lazım," diyordu babam. Annem ise, “Hayır, fasulye sıcak suyu sevmez. Onun özünü almak için soğuk suyla başlamak gerek,” diyerek karşı çıkıyordu. Bu tartışma yıllardır süregelen bir gelenek gibi halini almıştı evimizde.

İlk bakışta, belki basit bir tartışma gibi görünebilir ama bu farklı bakış açıları, aslında bizlerin yaşam biçimlerini ve düşünme tarzlarımızı yansıtıyordu. Babamın çözüm odaklı, stratejik bakış açısı ile annemin ilişki ve duygu odaklı yaklaşımı, o an fark etmesem de, birer simgeydi. Babam, her zaman doğru çözümü bulmaya çalışan ve işi en hızlı, en verimli şekilde halletmek isteyen bir insandı. Anlamını sorgulamadan, sonucu görmek isterdi. Annem ise her şeyin daha derin, daha duygusal ve ilişkilere dayalı olmasını isterdi.

İki Farklı Yaklaşım: Soğuk Su mu, Sıcak Su mu?

O gün annem, fasulyelerin soğuk suyla haşlanmasının gerektiğini ısrarla savundu. “Fasulye soğuk suyu sever, pişerken de yavaşça, sabırla kaynamalı,” diyordu. Babam ise, sıcak suyun her zaman en iyi çözüm olduğunu iddia ediyordu. Fakat bu tartışmanın sonunda, annem vazgeçmedi. Sadece "İyi, bakalım, görelim," dedi.

İşte bu, bir evdeki ilişkiyi, sevgiyi ve anlayışı simgeliyordu. Annemin soğuk suyla başlama kararı, aslında her zaman bir başkalarını anlama, ilişkiye saygı gösterme ve sabırla yaklaşma isteğiydi. Kadınlar bazen, her şeyin hemen olmasını istemeyebilirler. Sabırla ve özveriyle ilerlemek, her aşamayı özümsemek isterler. Babam ise daha çözüm odaklıydı. Sıcak su ile fasulyenin daha çabuk pişmesini, zamanın hızlı geçmesini, ama belki de her anın tadını tam olarak alamamayı istiyordu.

Fasulye sonunda kaynamaya başladığında, annemin haklı olduğunu fark ettim. Fasulyeler gerçekten yavaşça pişti, ama her tanesi o kadar lezzetli ve özeldi ki… Babam sonunda, "Belki de bazen sabır gerek," diyerek, annemle gülümsedi. Annemin doğruyu bulmuş olduğunu kabul etti.

Mutfakta Bir Aile: Kuru Fasulye ve Sabır

O akşam mutfakta yaşadığımız tartışma ve sonunda bulduğumuz çözüm, aslında sadece kuru fasulyenin pişme yöntemini değil, hayatın kendisini de simgeliyordu. Yaşamda bazen doğruyu bulmak için biraz daha zaman ayırmak gerekebilir. Her anı daha dikkatlice gözlememiz, süreçleri anlamamız lazım. Belki de sıcak suyun hızına kapılıp, bazen acele ederiz, ama soğuk suyun sabrıyla her şeyin daha güzel, daha tatmin edici olduğunu keşfederiz.

Fasulye, bizim mutfakta geçirdiğimiz o akşam, bir metafora dönüştü. Zaman, ilişki, sabır, empati… Hepsi bir araya geldi ve sadece bir yemek değil, bir öğreti ortaya çıktı. Kadınlar ve erkekler bazen farklı düşünse de, hepimizin ortak paydası, birbirimizi anlamak ve doğruya ulaşmaya çalışmak. Ve belki de bazen, küçük ayrıntılar, aslında en büyük dersleri verir.

Bundan Sonraki Tartışmalar…

O günden sonra, annem ve babam mutfakta daha çok birlikte yemek yapmaya başladılar. Birbirlerinin bakış açılarına daha fazla saygı gösterdiler. O anı, o sabrı hep hatırladılar. Hâlâ, bazen kuru fasulye haşlarken, "Sıcak su mu, soğuk su mu?" sorusu gündeme gelir. Ama artık bu tartışma daha bir gülümsemeyle, daha bir anlayışla yapılır.

Siz hiç böyle bir tartışmaya tanık oldunuz mu? Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını, kadınların ise duygusal ve sabırlı bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Kim bilir, belki de hepimiz birbirimizden öğrenecek çok şey buluruz.

Yorumlarınızı bekliyorum…
 
Üst