Almanya Nürnberg Tarihin İzleri

Plotton

Active member
Nürnberg tarih olarak önemli bir şehir. Nürnberg (Nuremberg) Almanya’nın batı bölgesinde bulunuyor. Çek Cumhuriyetine’de yakın bir konumda bulunmaktadır.

Frauenkirche (Our Lady Kilisesi)

Ortaçağ Katolik kiliselerinin dokusunu koruyan ahşap girişli kilise. Yaklaşık bin yıl önce bataklık olan bu meydan ve çevresine Yahudiler yerleştirilmiş, onlar bataklığı ihya edip ticaret bölgesine dönüştürdüğünde “şehrin en güzel yerinde Yahudiler yaşıyor” diyen halk isyan çıkarmış. Birkaç katliamdan sonra, geri kalan Yahudileri 14’üncü yüzyılda şehirden kovunca, ilk iş havralarını yıkıp üstüne gotik Hazreti Meryem Kilisesi’ni yerleştirmişler. Bu mahcubiyetin simgesi, şimdilerde kilisenin tam ortasında duruyor: Tevrat rulolarını simgeleyen iki taş silindir.

Albercht Dürer’in Evi

Nurenberg’de doğmuş,(1471) yaşamış ve ölmüş(1528) ünlü Alman ressam Albercht Dürer şehrin önemli gurur kaynağı. Hümanizm ve reform döneminin en önemli isimlerinden olan Dürer aynı zamanda usta bir grafikçi,matematikçi ve sanat teorisyeni. Kale duvarlarının dibindeki Tiergartner Meydanı’na ulaştığınızda karşınıza çıkan harika ahşap bina Dürer’in evi. Dürer’in karısı Agnes’i canlandıran bir rehber eşliğinde evi gezmek Dürer’in evini ziyareti renkli kılan bir detay.


GEZİ REHBERİAlmanya Nürnberg Tarihin İzleri
Gezgin20/01/20200 Comment0131
Nürnberg tarih olarak önemli bir şehir. Nürnberg (Nuremberg) Almanya’nın batı bölgesinde bulunuyor. Çek Cumhuriyetine’de yakın bir konumda bulunmaktadır.
Frauenkirche (Our Lady Kilisesi)
Ortaçağ Katolik kiliselerinin dokusunu koruyan ahşap girişli kilise. Yaklaşık bin yıl önce bataklık olan bu meydan ve çevresine Yahudiler yerleştirilmiş, onlar bataklığı ihya edip ticaret bölgesine dönüştürdüğünde “şehrin en güzel yerinde Yahudiler yaşıyor” diyen halk isyan çıkarmış. Birkaç katliamdan sonra, geri kalan Yahudileri 14’üncü yüzyılda şehirden kovunca, ilk iş havralarını yıkıp üstüne gotik Hazreti Meryem Kilisesi’ni yerleştirmişler. Bu mahcubiyetin simgesi, şimdilerde kilisenin tam ortasında duruyor: Tevrat rulolarını simgeleyen iki taş silindir.

Albercht Dürer’in Evi
Nurenberg’de doğmuş,(1471) yaşamış ve ölmüş(1528) ünlü Alman ressam Albercht Dürer şehrin önemli gurur kaynağı. Hümanizm ve reform döneminin en önemli isimlerinden olan Dürer aynı zamanda usta bir grafikçi,matematikçi ve sanat teorisyeni. Kale duvarlarının dibindeki Tiergartner Meydanı’na ulaştığınızda karşınıza çıkan harika ahşap bina Dürer’in evi. Dürer’in karısı Agnes’i canlandıran bir rehber eşliğinde evi gezmek Dürer’in evini ziyareti renkli kılan bir detay.

Nazi Partisi Dokümantasyon Merkezi ve Miting Alanı
Şehirdeki en etkileyici yapılarından birisi. Collosseum’a benzeyen bu bina yapılırken, içine 50 bin kişiyi alacak dev bir kongre merkezi olarak düşünülmüş. Ancak tamamlanamamış. 1973 yılında yapılan çalışmalarla bugünkü şeklini almış. Aslında ülkenin hiç bir yerinde Nazi yönetiminden kalma böyle bir yapı yok. O dönemden ayakta kalabilen tek yapı bu. Burada, ülkeyi İkinci Dünya Savaşı’na götüren süreç, fotoğraflar ve videoların kullanıldığı belgeseller ile anlatılıyor. Ayrıca içinde bir de müze var. Müzede savaş öncesi yıllardan başlayıp Hitler dönemi ve Nürnberg Mahkemeleri’ndeki yargılanmaya kadar birçok konu takip edilebiliyor. Müzeyi gezmek için en az iki saat ayırmak gerek.Dokümantasyon Merkezi ziyareti sonrası insan bir müddet kendine gelemiyor. Kurgulanmış bir mantığın duygusal hüsranı oldukça etkileyici bir tınıda sunuluyor.
Ziyaret saatleri: Pazartesi-Cuma: 09:00-18:00, Cumartesi-Pazar: 10:00-18:00
Giriş ücreti: Yetişkinler 5 Euro, Öğrenciler 1,50 Euro

St. Lorenz Nuremberg


St. Lorenz’e adanmış bu kilise, Roma döneminden kalma bir Ortaçağ kilisesi. Savaş sırasında oldukça hasar görmüş, sonra restore edilmiş. Bavyera bölgesindeki en önemli protestan kiliselerinden biri. Kilisenin nefi 1400 yılında tamamlanmış. Kilisenin koro bölümünün yapımına ise, 1439 yılında başlanmış. Kilisede farklı mimari özellikler var. İçinde çok önemli sanat çalışmaları, çok sayıda kitabeler, taştan ve ağaçtan yapılmış heykeller ve ilginç bir çadır bulunuyor.

St. Martha Kilisesi
14. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş. Şehrin güneyindeki Kral Yolu üzerinde, Kral Kapısı ile St. Lorenz kilisesi arasında bulunuyor. Kilisenin koro bölümünde bulunan pencereler olağanüstü güzel. Savaş sırasındanki hava bombardımanında diğer kiliselere göre daha az zarar görmüş bu kilise.

Mauthalle (Gümrük Binası)
Bu bina 1500’lü yılların başında bir hendeğin üzerine inşa edilmiş. 84 metre uzunluğunda ve 20 metre genişliğindeki bina şehrin en büyük mısır ve tuz deposu olarak kullanılmış. Uzun yıllar gümrük binası olarak hizmet etmiş. 1800’lerin sonunda ise içinde dükkanlar olan bir ticarethaneye dönüşmüş. 1945 yılında tamamen yanmış ve sonra basitçe restore edilmiş. 29 metre yüksekliği olan binanın bodrumu 26 sütunla desteklenmiş. Bugün lokanta ve bira evi olarak kullanılıyor.

Nassauer Haus (Nassau Evi)
Ortaçağ’dan kalan kule evler içinde en iyi korunanı bu bina. O dönemde yüksek bir devlet görevlisinin kullandığı sanılıyor. Bugün sembolik ve dekoratif bir değeri var. Bu binanın tarihi değeri ile ilgili bir belge yok. Binanın ilk iki katı 13. yüzyılda yapılmış. Binadaki cumbalı şapel, mazgallı üst kat ve sekizgen dört kule 1400’lü yıllarda ilave edilmiş.

Henkersteg (Cellat Köprüsü)
Bu köprü 1457 yılında tahta olarak yapılmış. Sonraki yüzyıllarda Nürnberg cellatları köprünün kulesinde yaşamış. 1595 yılında olan sel, üç kemerli şehir surlarını Pegnitz Nehri’nin güney kolu üzerinden bağlayan bu köprüyü yıkmış. Yerine yine kiremit çatılı ahşap bir köprü yapılmış. Köprü en son 1954 yılında yenilenmiş. Cellat burada şehir halkından uzak yaşamış. Aydınlanma döneminde insanlar, cellatları dinden dışlamamışlar ama kendisi ile temas kurmaktan da kaçınmışlar.

Hauptmarkt Meydanı
Surlarla çevrili şehrin tam ortasında Hauptmarkt Meydanı bulunuyor. Tarih boyunca ticaret merkezi olarak kullanılmış bu meydanda bugün sebze, meyve ve baharatların, çeşit çeşit çiçeklerin satıldığı küçük tezgahlar var. Tezgahlarda birbirinden güzel elişi tasarımlarda sergileniyor.
Bu meydanın bir köşesinde Frauenkirche (Our Lady’s Church) bulunuyor. İmparator IV. Charles, 1358 yılında, Yahudi Mahallesi’ndeki yıkılmış bir sinagokun yerine yaptırmış bu kiliseyi. 1361 yılında tahtın varisi olarak vaftiz edilmesi sırasında muhteşem imparatorluk tacı ilk defa burada sergilenmiş.
Meydanın öbür köşesinde ise, Schöner Brunnen (Güzellik Çeşmesi) var. Bu çeşme şehrin turistik simgelerinden biri. Yaklaşık 19 metre yüksekliğinde ve gotik tarzda yapılmış sivri bir tepeye sahip. 14. yüzyılın sonlarında yapılmış. Savaş sırasında tahrip olmaması için beton koruma yapılmış.
Piramit çeşme, sanatı, kahramanlıkları, tarihi ve dini karakterleri simgeleyen 40 parlak boyanmış figür ile süslenmiş. Bir inanış var halk arasında. Çevresindeki demir parmaklıklar üzerinde bulunan halkalar çevrilirse, dileklerin gerçek olacağına inanılıyor.
Her yıl Temmuz ayının son haftası burada Bardentreffen denilen şarkıcı ve besteciler festivali yapılıyor.

Alman Ulusal Müzesi
1852 yılında kurulmuş bu müze. Kurulduğunda Alman kültürü ve sanatı ile ilgili, tarih öncesinden bugüne uzanan geniş bir koleksiyona sahipmiş. Bugün içindeki 1.2 milyon eser ile ülkenin en büyük kültür tarihi müzesi konumunda bulunuyor. Müze kurulurken Franken baron tarafından yönlendirilen bir grup insanın amacı, Alman tarihi, edebiyatı ve sanatı için iyi düzenlenmiş bir kaynak yaratmakmış.
Müzeye, her iki yanında Barış Sütunları olan dar bir yoldan ulaşılıyor. Müzede, Almanca konuşan ülkelerden toplanan malzemeler, tarihi eserler, fotoğraflar ve belgeler sergileniyor. Müze, Almanya’nın zengin kültürel tarihinin sergilendiği en büyük müze konumunda.
 
Üst